Öğrenci derse, öğrenme niyetiyle girmeli, öğretmenini can kulağıyla dinlemelidir. Derse devamsızlık edilmemeli, ders kitabına güvenip yanındakilerle konuşarak ya da hayale dalarak boşa zaman harcanmamalıdır. Öğretmen, öğrencilerin bilgi düzeylerini, ilgi ve anlayış derecelerini dikkate alarak işlediği konuyu anlaşılır hale getirir, öğrenci seviyesine adapte eder. Öğretmeni dinlemek, onun önem verdiği noktaların neler olduğunu anlamanın tek yoludur. Dersten evvel ön çalışma yapmak, zihnen dersi dinlemeye hazırlanmak, öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlamayı sağlar. Derse ön hazırlık yapmış, konuyu okuyarak gelmiş bir öğrenci, dersin konusuna yabancı olmadığından derse aktif şekilde katılır, böylece öğrenme derste başlar. Öğretmenin verdiği ipuçları ile konunun anafikri keşfedilebilir. Öğretmenin konuşmasında geçen, ".... olmasının üç sebebi vardır.", "en önemlisi" veya "Büyük bir gelişme de..." gibi sinyal sözcükleri takib eden bilgiler konunun anafikridir. Örnekler ve destekleyici bilgilerle o anafikir açıklanır. Dersi dinlerken bilgileri mantıklı yapılandırmak, anafikrini ve özünü not etmek öğrenmede çok yarar sağlar. Bu şekilde tutulan notlar, sonraki çalışmalarda rehberlik eder. Gerek duyulduğunda onları genişletmek kolay olur. Zamanın daraldığı sınav öncesi, bilgileri gözden geçirmede ve hafızayı tazelemekte bu notlar önem taşır.
Öğrenci zamanını ve gayretini en ekonomik şekilde kullunmalıdır. Çalışma saatlerini bir programa bağlamalı, çalışma, eğlence ve dinlenme süresini ayarlamalı ve bunu uygulama alışkanlığı kazanmalıdır. Plânsız çalışma hem zaman kaybettirir, hem de çalışa isteğinin yitirilmesine sebeb olur. Önce ufak tefek önemsiz konuları eleyip, daha sonra çalışmaya başlamak, en etkili çalışma saatlerinin kaybına sebep olur. Bu nedenle günlük ya da haftalık çalışma programı hazırlanırken, en güç öğrenilen dersleri en verimli çalışma saatlerine koymak gerekir. Her çalışma parçasının süresi, çalışılacak konunun tipine ve zorluğuna göre ayarlanmalıdır. Öğrencinin baştan sona kadar dikkatini koruyarak sürdüreceği uzunlukdaki süre, o öğrenci için en uygun çalışma süresidir. Küçük yaştakilerin dikkatleri daha kısa sürelidir. İleri yaştakilerin ise daha uzundur. Bu özellik günlük çalışma süresinin düzenlenmesinde göz önüne alınmalıdır.
Aralarında uzun dinlenme bulunan kısa süreli çalışmalar, etkili ve verimli çalışma yöntemi değildir. Çünkü uzun dinlenme süresi kazanılmış birçok bilgi ve becerilerin unutulmasına sebeb olur. Bu kayıp yüzünden konuya yeniden ısınmak da zorlaşır.
Öğrenci bir dersi çalıştıktan sonra, hemen benzer bir dersi çalışmaktan kaçınmalıdır. Önceki konuların iyi öğrenilmesi, yeni konunun kavranması için gereklidir. Çünkü dersler birbiriyle ilişkilidir.
Okuma, yazma, bisiklete binme, yüzme, el becerisi gerektiren bir iş yapma gibi karmaşık tepkilere beceri denir. Becerilerin kazanılması, başlangıçta yoğun bir tepkiyi gerektirir. Alıştırmalarla bu tepkiler gelişir, sonunda dikkat harcamaya gerek kalmaz. Beceri kazanırken önce hızdan çok, işin doğru öğrenilmesine ağırlık verilmelidir. Öğrenilecek malzeme bir bütün olarak algılanmalı, sonra onu parçalara ayırarak, her parça üzerinde ayrı ayrı alıştırma yapılmalıdır. Meselâ bir şiiri dörtlük dörtlük ezberlemek, bütününü tekrarlayarak ezberlemekten daha az zaman ve emek kaybını gerektirir.
Kelime dağarcığı zayıf, kavramları, aynı ya da benzer şekilde yazılan kelimelerin anlam farkını bilmeyen öğrenci, anlatılanı anlamakta güçlük çeker. Okuduğunu anlama ve ifade gücünü geliştirmek için, yeni kelimelerin anlamlarını, bunların zıt ve eş anlamlı kelimelerini öğrenmelidir. Öğrenci, konunun özetini çıkarma, onu kendi kullandığı kelimelerle anlatma, paragraflara başlıklar bulma suretiyle anlama ve ifade gücünü geliştirmelidir.
Eğitimde başarı için hafızanın (belleğin) güçlendirilmesi gerekir. Çünkü hafıza düşünüş için gerekli malzemeyi sağlar. Bir konunun önemli noktalarının hatırlanması, o konunun kavranması için şarttır. Güçlü hafıza (bellek) için gerekli ilkelerden bazıları şunlardır:
a) Hatırlamak istenilen konuyu iyi anlamak. Bir problemin çözümünü değil, çözüm yolunu öğrenmek.
b) Hatırlamak amacıyla öğenmek.
c) Konuyu maddeler halinde düzenlemek.
d) Her bir maddeyi hatırlatacak anahtar kelimeleri seçmek ya da oluşturmak..
e) Bellek tipinden yararlanmak. Bazı kişilerin göz belleği, bazılarının kulak alışları daha güçlüdür. Bu nedenle kimi öğrenci derste dinlediklerini, kimi öğrenci de gördüğünü ya da yazdığını daha kolay öğrenir.
f) Ezberlenecek konular için en uygun metodu kullanmak. Kelime ezberlenmesi gerektiren konular, formüller gibi.
g) Kısa çalışma süreleri kullanmak. Bir konuyu ezberlemek için yarı dikkatle bir saat yerine, tam dikkatle üç yirmi dakika çalışmak. Kısa sürelerle zihni dinlendirmek.
h) Öğrenciye ders çalışacağı belli bir yer ayrılması dikkati toplama ve verimli çalışma için gereklidir. Çalışılacak yerde fazla gürültü olması, odanın sıcak ve oturulacak yerin fazla rahat olması dikkati dağıtır. Masa üzerinde sadece çalışma için gerekli araç ve malzeme bulundurulmalıdır. Aynı zamanda birden fazla çalışma yapmamak, dikkati belirli bir konuya yoğunlaştırmak lâzımdır. Belirli bir amaç saptanmalı, ilham gelmesini beklemeden hemen çalışmaya başlanmalıdır. Işıklandırma sistemi dikkatle düzenlenmeli, ders çalışma anında ışığa dönmemeli, gölgede de kalınmamalıdır. Bütün bu çalışmaların yapılabilmesi ve başarı elde edilebilmesi için öğrenci sağlığına dikkat etmeli, her gece yeterli ve düzenli uykusunu alabilmelidir. "Herşeyin başı sağlıktır." denir. Bu sebeble devamlı baş ağrısı, sırt ağrısı, üşüme vs. konuları yabana atılmamalı, mutlaka sağlık kontrolünden geçmeye özen gösterilmelidir.
Öğrenciler için önemli başka bir konu da, ezberciliğe sapmamak, düşünme, anlama ve özümlemeye yönelmektir. Ezbercilik, çok zevkli olabilecek ve mutluluk getirecek öğrenme faaliyetini, tatsız bir angaryaya çevirir. Bilgiler mantık çerçevesinde birleştirilmediğinde, iz bırakmaz, bazen gülünç bir şekilde birbirine karışır ve çabuk unutulur. Daima düşünme , anlama ve yorumlamaya yönelik çalışmak gerikir. Böyle çalışmak hafızanın yükünü azaltır, bilgileri yerine göre hatırlamaya ve kullanmaya elverişli kılar.
Öğrenci okulda bulunuş amacını aklından çıkarmamalı, haylazlıktan ve zamanını boşa harcamaktan kaçınmalıdır. Gelecekteki başarı ve mutluluğun temeli okul sıralarında atılır. Unutulmamalıdır ki hayat oyun ve eğlenceden ibaret değildir.
Fakat büyük başarılar ve mutlulukların yolu, zorlukların üstesinden gelmekten geçer.